Giriş:
Kuzey Amerika başta
gelmek üzere dünyanın pek çok bölgesinde zihinsel ve ruhsal hastalıklarının
tanılanmasında ve sınıflandırılmasında, Amerikan Psikiyatri Birliği (American
Psychiatric Association) tarafından hazırlanan DSM (The Diagnostic and
Statistical Manual of Mental Disorders /Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve
Sayımsal Elkitabı) temel başvuru kılavuzu olarak kullanılmaktadır. Klinik
uygulamalar ve alan araştırmalarından edinilen bilgiler ışığında yaklaşık her
iki on yılda bir güncellenen bu kılavuzun son gözden geçirilmiş baskısı olan
DSM-5 önemli değişiklikleri beraberinde getirmektedir.
Yaygın Gelişimsel Bozukluk Nedir?:
Yaygın Gelişimsel
Bozukluklar (YGB) terimi; toplumsal etkileşim, duygusal karşılıklılık, sözel ve
sözel olmayan iletişim ve sembolik oyun alanlarında var olan güçlüklerle
karakterize bir grup bozukluğu kapsayan şemsiye bir terimdir. Bu grupta yer
alan otizm bozukluğu, Asperger sendromu ve başka türlü adlandırılamayan yaygın
gelişimsel bozukluk (YGB-BTA) tanıları; sosyal etkileşim, iletişim ve sınırlı
ve tekrarlayıcı davranışlar olmak üzere üç alanda hafiften ağıra değişen
düzeylerde yetersizlik ve bozulmanın görüldüğü durumları tanımlar.
Belirtilen
alanlardaki gelişimsel sapmanın ve olağandışı işlevselliğin daha ağır olduğu
durumlar otistik bozukluk; bilişsel ve dil gelişiminde gecikmenin olmadığı daha
hafif formlar ise Asperger sendromu olarak adlandırılmaktadır.
Otizm spektrum bozukluğu
ya da Asperger sendromu belirtilerinden bazılarını taşıyan ama tüm tanı
kriterlerini karşılamayan ya da belirtileri çok hafif düzeyde olan bireyler ise
YGB-BTA tanısı almaktadırlar. YGB çatısı altında yer alan ve daha nadir görülen
diğer iki bozukluk olan Çocukluğun Dezintegratif Bozukluğu (ÇDB) ve Rett
Sendromu ise; normal bir gelişim dönemini takiben, edinilmiş becerilerin
yitirildiği ve toplumsal etkileşimde ciddi bir bozulmanın ortaya çıktığı daha
ağır tablolara işaret etmektedir
Amerikan Psikiyatri
Birliği (APA) yönetim kurulu Aralık 2012’te toplanarak, DSM-5 için tasarladığı
yeni otizm tanı ölçütlerini onaylamıştır.
DSM-V Otizm Spektrum Bozuklukları Tanı Ölçütleri Nelerdir?
A.
Şimdi veya geçmişte
farklı şekillerde görülen toplumsal iletişim ve toplumsal etkileşimde sürekli
yetersizliğin olması.
1)
Sosyal-duygusal
karşılık vermede yetersizlik (örn. sıra dışı toplumsal yakınlaşma, karşılıklı konuşmada
güçlük; ilgilerini, duygularını veya duygulanımını paylaşmada yetersizlik,
sosyal etkileşime cevap vermeme gibi yetersizlikler.)
2)
Sosyal
etkileşim için kullanılan sözel olmayan iletişimsel davranışlarda yetersizlik
(örn. sözel ve sözel olmayan iletişimde yetersizlikler, sıra dışı göz kontağı,
beden dili veya jestleri anlamakta ve kullanmakta yetersizlik; yüz ifadesi ve
beden dilinde bariz eksikler.)
3)
İlişkileri
geliştirmekte, devam ettirmekte ve anlamakta güçlük, Örneğin farklı toplumsal
ortamlara uygun davranamamak, hayali oyunda yetersizlik, arkadaş edinememe ve
arkadaşa ilgi duymama gibi. Şu anki şiddeti: Şiddet sosyal iletişimsel alanda
yetersizlikler ve kısıtlı, tekrarlayıcı davranışlara göre belirlenir.
B.
Aşağıdakilerden en az
ikisinin varlığı ile kendini gösteren, şu an veya geçmişte sınırlı,
tekrarlayıcı davranışlar, ilgiler ya da etkinlikler.
1)
Basmakalıp
veya tekrarlayıcı motor hareketler, nesne kullanımı veya konuşma (Basit motor
stereotipiler, oyuncakları dizme veya çevirme, ekolali, kendine özgü cümleler)
2)
Aynılıkta
ısrarcılık, rutinlere sıkı sıkıya bağlı olma veya ritüelleşmiş sözel ve sözel
olmayan davranışlar, (önemsiz değişikliklerde aşırı kaygı, geçişlerde zorlanma,
katı düşünce tarzı, selamlaşma ritüelleri, her gün aynı yolu veya aynı yemeği
tercih etme gibi.)
3)
Konu
veya yoğunluk açısından sıra dışı sınırlı, sabit ilgiler (sıra dışı nesnelere
anormal aşırı bağlılık, aşırı tekrarlayıcı veya sınırlı ilgiler.)
4)
Duyusal
olarak aşırı ya da az duyarlılık veya uyaranların duyusal boyutuna aşırı ilgi
(acıya/sıcağa aşırı duyarsızlık, belirli ses veya dokunuşlara karşı beklenmeyen
tepki, nesneleri aşırı koklama veya onlara aşırı dokunma, ışık veya hareketle
görsel olarak çok meşgul olma.) Şu anki şiddeti: Şiddet sosyal iletişimsel
alandaki yetersizlikler ve kısıtlı, tekrarlayıcı davranışlara göre belirlenir.
C.
Belirtiler erken
gelişim dönemlerinde mevcut olmalı (toplumsal beklenti sınırlarını aşıncaya dek
fark edilmemiş veya daha sonra öğrendiği yollarla gölgelenmiş olabilir.)
D.
Belirtiler sosyal,
mesleki ve başka önemli alanlarda klinik olarak anlamlı düzeyde bozukluğa yol
açmalıdır.
E.
Bu bozukluk zihinsel
yetersizlik veya genel gelişimsel gerilik sebebi ile olmamalıdır. Gerçi
zihinsel yetersizlik ve OSM sıklıkla bir arada görülür, ancak OSB ve zihinsel
engellilik tanısı konması için sosyal iletişimsel düzeyin genel gelişimin
altında olması gerekir.
SONUÇ:
Avusturyalı çocuk
psikiyatristi Leo Kanner’in diğerleriyle sosyal ve duygusal bağlar kurmakta
zorlanan ve insanlardan ziyade eşyalarla alışılmadık biçimlerde ilgilenen çocuk
hastalarına dayanarak otizmi tanımlamasının üzerinden üççeyrek asır geçmesine
rağmen, bu karmaşık sendromun doğasına ilişkin pek çok soru henüz
aydınlatılamamıştır. Otizme yol açan genetik, nörolojik ve çevresel faktörler
açığa çıkarılıncaya kadar da, bu sendrom psikiyatrinin en fazla tartışılan
fenomenlerinden biri olmaya devam edecektir.
Otizm spektrumunun
herhangi bir noktasında yer alan her birey kendine özgü bir klinik görünüme
sahiptir ama aynı zamanda spektrumun farklı noktalarındaki diğer bireylerle
ortak özellikler taşır. Otizm; ihtiyaçları, güçlü yanları ve zorlukları
birbirinden farklı çeşitli bireyleri içeren oldukça geniş bir yelpazedir. Otizmli
çocuklara yönelik müdahaleler ne kadar erken başlarsa ve ne kadar yoğun olursa,
müdahalelerin sonuçları da o derece yüz güldürücü olmaktadır.
Kaynak: Banu Tortamış Özkaya, “Yaygın
Gelişimsel Bozukluklardan Otizm Spektrum Bozukluğuna Geçiş: DSM-5’te Karşımıza
Çıkacak Değişiklikler”, Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar-Current Approaches
in Psychiatry, 2013; 5(2):127-139
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınız bizim için çok değerli. Lütfen yazılarla ilgili görüş ve sorularınızı paylaşınız!